• Gerçekten de bu fakirhanelerin hemen hiçbir kısmının, gönyeye, çeküle, cetvele vepereseye uyduğu pek söylenemezdi. Bunların taslaklarını, en az yarım kırba şarap içtikten sonra çakırkeyif olmuş mimarlar çalakalem çizmiş gibiydi.

highlight @ page 65, loc. 996-998

  • Belki de direkleri ve kirişleri, akşamdan kalma, kafası dumanlı dülgerler tarafından yamuk yampiri kesilip biçilen bu haneler, afyon müptelâsı bir usta nezaretinde çalışan sakar ırgatlarca inşa edilmişlerdi.

highlight @ page 66, loc. 998-999

  • Ama diğer sazın sesi onu hayrete düşürmüştü. Bu sazdan üflenen nağmeler, sırrın ufülevi vusafası olan ehl-i vukuf füsunkârların bezediği o vâsi fü seyfi sâdaraks ve vüsûb eden vûsema gibi birer üfkûhe idiler. Ama füsûs ki, üflendikçe gönüllerdeki menhus ufünetin üful olduğu, bu füyûz dolu, tabii bir vûs ve vüs’at taşıyan ne nefesler, hangi yusuf-ı kalbiden nasıl hâsıl olur diye sanki, fusûl-ı erbaa teessüf ediyordu. Üflenenler adeta, Şems’in üful ettiği ufka gönderilen canlardan ibaret bir demet vüfût idiler.

highlight @ page 102, loc. 1562-1564

  • Enbiya suresinin otuzdörduncü ayet-i kerimesi sırmayla işlenmişti.

highlight @ page 107, loc. 1636-1637

Convert your Amazon Kindle highlights, notes and bookmarks into markdown files using:
https://github.com/rc2dev/fyodor

I also generated and then edited this text using fyodor.