Sayın Ord. Prof. İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI’nın OSMANLI TARİHİ 1. Cilt kitabından:

  • “Selanik babamdan kalma mülkümdür; büyük babam Bayezid bâzusunun kuvvetiyle burasını Rumlardan aldı, eğer oranın idaresi Rumların elinde bulunsa idi, bunlara haksızlık ettiğimi belki iddia edebilirlerdi. Siz ise italya’dan gelen Lâtinlersiniz, buralara sokulmanıza sebep ne? Arzunuzla ya oradan çekiliniz, yoksa heman geliyorum” cevabını verdi.

highlight @ loc. 6651-6654

  • Bu Semendire muhasarası esnasında Eflâk prensi Drakula da bulunmuş ve bir ara tevkif edilmiş ise de iki oğlunu rehin vererek, bunlar Kütahya nin Emed kalesine gönderilmişler ve bu suretle Vlad memleketine dönmüştür. Semendire’nin işgalinden sonra bir Macar ordusunun meydana çıkması üzerine Gazi Ishak Bey ile Timurtaş Paşa torunu Osman Bey, kanlı bir muharebeden sonra büyük bir başarı elde ettiler. Pek çok esir ve ganimetle döndüler. Bu savaşta meşhur tarih sahibi Âşık Paşa zade de bulunmuştur. Bu sırada Belgrad muhasara altına alınmıştı (842 H./1438 M.).

highlight @ loc. 6798-6803

  • Aşık Paşazade, Belgrad muhasarası esnasında Macaristan topraklarına akın yapıldığını ve pek ziyade doyum olduğunu ve bir çizmeye bir cariye verildiğini ve bunun müslümanlığın en büyük gazası olduğunu söyledikten sonra “ben fakir dahi o seferde bile idim, birgün hünkâra vardım. Ben fakire esir buyurdu; ben dedim ki devletlû sultanım! bu esiri götürmeğe at gerektir ve bu yolda akçe gerek dedim, beş bin akçe ve iki at verdi; dokuz baş esir, dört atla Edirne’ye, geldim, üçer yüz akçeye verdim ve bazısını ikişer yüz akçeye verdim. Bu gazanın tarihi sekiz yüz kırk ikisinde vaki oldu.. .” (s. 125),

highlight @ loc. 6818-6820

  • Bunun üzerine Jorj Brankoviç vasıtasiyle Macaristan kiralına müracaat edip sulh istedi. Yladislas bu müracaatı kabul ederek Edirne’ye bir heyet gönderdi. Tevali eden mağlûbiyetlerden müteessir olan Sultan Murad saltanattan çekilmeğe karar vererek Manisa valisi olan şehzade Mehmed’i Edirne’ye getirtmiş ise de hükümdar yapmamıştı; nitekim Cyriacus, 22 Mayıs 1444’de Edirne’de Elçilerle Sultan Murad’ın huzuruna çıktıkları zaman oğlu Mehmed’i divanda paşalarla beraber oturmuş olarak görmüştür. Sultan Murad Macarlarla Edirne’de muahedeyi imzaladıktan sonra aşağıda görüleceği üzere Karaman seferini yapmıştır.

highlight @ loc. 6927-6930

  • Bu sulh teklifi II.Murad’ın zevcesi Mara tarafından babası vasıtasiyle olmuştur. Sulh hususunda en faal rolü Despot Brankoviç oynamıştır. Osmanlıların eline geçen yerlerini kurtardıktan sonra katolik olan Macarlara karşı kendi ortodoks tebaasının katolik nüfuza altına düşmesindeki tehlikeyi gören Despot’un sulh istemekte samimî olduğu zannolunur. Gelen heyet, kiralın tam salahiyetli mümessili Stoyka Gıstanich ile Despot’un elçileri ve Hunyad’ın mümessilinden mürekkebdi (Fatih devri üzerine tetkikler ve vesikalar, Prof Halil İnalcık s. 17).

highlight @ loc. 6933-6936

  • Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları : 1 / 433 729 Tarih-i Ebü’l- Feth (Dursun Bey tarihi) s. 32, 33’de şöyle diyor: “Sultan Murad padişahlığı oğluna terk ettiğine nedamet etmişti; Manisa’da işret âleminde maiyyeti kendisini saltanatı terk etmesinden dolayı muâhaze ile akıbetin fena olacağını söylüyorlardı. Sultan Murad bu işin hallini yani tekrar saltanata gelmesini veziri âzam Halil Paşa’mn kiyasetine bırakmıştı. Bu sırada düşmanın hareketi haber alındı Halil Paşa bunu fırsat bilip devlet erkânı ve kumandanlarla görüştü. Onlar Sultan Murad’ın ordunun başında bulunmasını kat’i olarak istediler; veziri âzam bunların sözlerini Sultan Mehmed’e arzetti ve pâdişâha “düşmana cevab-ı mukavemet imkânı yok. Meğer baban Sultan yerine gelmekle mümkün ola; beylerin dahi ittifak] bunun üzerinedir, maslahat bunu görürler, düşmana karşı onları gönderesiz, siz safanızda olasız. Bu vak’a def olduktan sonra yine saltanat sizindir dedi.” Sultan Mehmed bu sözü beğenmedi; madem ki bu ihtimalât var evvelce düşünmeli diye mukabele etti; fakat bu durum üzerine babasını davete mecbur oldu.

highlight @ loc. 7075-7081

  • Osmanlı ordusunun sağ ve sol kollarının bozulduklarını gören Macaristan kiralı Ladislas (III. Yladislas) heyecana gelip Jan Hunyad’ın menetmesine rağmen kendisini tutarmyarak Polonyalı kuvvetlerle beraber Osmanlı ordusu merkezine ve pâdişâhın üzerine hücum ederek sancakların bulunduğu yere kadar geldi. Yeniçeriler şiddetle müdafaada bulundular ve merkezden içeriye giren düşman kuvvetlerini çevirdiler; bu sıra yeniçerilerden Timurtaş adlı bir yiğit kiralın atının ayağına bir balta vurarak atı ve kiralı yere düşürdü; kiralın düştüğünü gören yayabaşı (Yeniçeri bölüklerinden birisinin kumandanı) Koca Hızır heman koştu ve derhal kiralın başını kesti ve bunu bir mızrak ucuna takarak gösterip yüksek sesle bağırtmağa başlayınca Polonya kuvvetlerinin kuvve-i mâneviyeleri bozulup kaçmağa başladılar ve fakat hiç birisi kaçamıyarak maktul düştüler. Varna muharebesi Haçlıların Kostantaniyye’yi kurtarmak için yaptıkları son seferdi.

highlight @ loc. 7114-7118

  • Netice: Bu sırada Osmanlıların sol cenahını çevirmekte olan Jan Hunyad süratle yetişerek vaziyeti düzeltmeğe ve kiralın Ölüsünü almağa ve “biz kıral için değil dinimiz için vuruşmağa geldik” diye askeri teşci etmeğe çalıştı ve hattâ bir, iki hamle daha yaptıysa da kiralın katlini duyan Türk kuvvetlerinin dönerek kuvvetin arttığını görmesi üzerine kendi kuvvetini toplamağa muvaffak olamamış ve kiralın katli duyularak haçlı ordusunda umumî bir panik husule gelmiştir. Bunun üzerine Jan Hunyad da Polonyalı kuvvetlerden kurtulanları alarak kaçmış ve Sultan Murad’ın muharebe meydanını terk etmemesi bu büyük başarının elde edilmesine sebep olmuştur.

highlight @ loc. 7130-7131

  • küçüğü olan İskender sağ kalıp diğerleri ölmüştü. Hıristiyan adı Jorj ve müs-lüman adı İskender olan bu genç Arnavud çocuğu uzun yıllar Türklerin yanında ve sarayda yetişmiş ve sancak beyi olmuştu. Babası Yani Kastriyota’nın 1443 senesinde ölümü üzerine memleketi doğrudan doğruya Osmanlı hükümeti tarafından ilhak edilmişti.

highlight @ loc. 7250-7252

  • Üçüncü günkü muharebe, gün doğmasiyle başladı; plân mucibince Osmanlı cenahları mukavemet edememiş gibi geri çekildi, bu suretle merkez kolu düşmana karşı açık kalmış olduğundan düşman buraya şiddetle hücum etti; yeniçeriler müthiş surette karşı koydular ve yine plân mucibince merkez kuvvetleri de yavaş yavaş geri alınıyordu; işte bu sırada sağ ve soldaki Osmanlı kuvvetleri merkeze girmiş olan düşman kuvvetlerini yandan ve geriden sarmağa başladılar; bu sırada Turahan Bey’in bulunduğu sağ cenah

highlight @ loc. 7318-7322

  • Osmanlı mukabil taarruzunun merkezini teşkil ediyordu; çünkü Osmanlıların sol kolu ile harb etmekte olan Jan Hunyad’ın sağ cenahını Turahan Bey kuvvetleri çevirmekte idi. Düşman çevrildiğini anladığından meyusâne harb ediyordu.

highlight @ loc. 7322-7323

  • İşte bu sırada Vezir-i âzam Çandarlı zade Halil Paşa’nm delâleti ve birtakım vaidlerle Eflâk prensi ele alındığından tam bu mühim anda Eflâk kuvvetlerinin Haçlı ordusundan ayrılmasiyle düşman bütün bütün sarsıldı.

highlight @ loc. 7323-7325

  • Ruhîde Çek banının esir edilip katlini yazar. “Çeh banını pâdişah-ı islâm’a esir getürdüler; padişâh-ı islâm tercüman getürüp etti ki: ben sizinle adavet etmedim, siz niçin bizim vilâyete geldünüz. Kâfir itti: Gözümüze bu hacalet gözükürmüş; amma minbâd beş bin yarar adamla pâdişâhın seferine gelem ve on pare hisar virem ve gayrî vilâyetime dahi haraççımız gelsin; haraç cem etsin dedi. Pâdişah-ı islâm dahi onun sözüne iltifat etmeyip cellâda emir etti ki ol mel’unu katlettiler.” Neşri de aynı mutaleadadır.

highlight @ loc. 7343-7344

  • “Çeh banını pâdişah-ı islâm’a esir getürdüler; padişâh-ı islâm tercüman getürüp etti ki: ben sizinle adavet etmedim, siz niçin bizim vilâyete geldünüz. Kâfir itti: Gözümüze bu hacalet gözükürmüş; amma minbâd beş bin yarar adamla pâdişâhın seferine gelem ve on pare hisar virem ve gayrî vilâyetime dahi haraççımız gelsin; haraç cem etsin dedi. Pâdişah-ı islâm dahi onun sözüne iltifat etmeyip cellâda emir etti ki ol mel’unu katlettiler. .” Neşri de aynı mutaleadadır.

highlight @ loc. 7344-7347